iki yüz dolarý cebime attým birden kendimi birþey sandým iki kýz gördüm yan yan baktým dedim beraber olalým aldým kýzlarý diskoya gittim yüz dolarý yedim bitirdim ikisini birden tavlamak için oturmadým hep dans ettim tamam be dedim iþler yolunda bir gün esmer sonra sarýþýnla dans dans ettim bir ara kýzlar tuvalete gitti dönüþleri bir hayli gecikti ne oluyor dedim merak ettim gittim kapýya çok bekledim fedai burasý new york dedi beþ dakikada deðiþir bütün iþler bu iþler dedi anladýn mý? adamý bazen geriden þiþler planet gibi bir yer vallahi dumanlar çýkýyor asfaltlardan önümde yürüyen deli bir adam çöplükteki spagettiyi yedi televizyon desen binbir kanal bir kanal var hele manhattan ademle havva röportajdalar onlarýn bile yapraðý var edep yerlerinde bunlar ise dal þafaklar yuh be dedim hayret kardeþim öbür gün hemen þirkete gidip bilet tarihimi deðiþtirdim þu anda uçaktayým bize doðru biz dediðim gayet zorlu neyse ki açýlýyoruz dünyaya hiç açmadýðýmýz kapýlarla öyle haller içinde ki halim türkçeye çevirmeye yok mecalim bizans bizim olduðunda okyanusta bir kýta kapitalizmi kurtarýyor kristof kolomb amca anýtlar gýcýr gýcýr en eski demokrasi tarihleri pek kýsa bilgisayar kabilesi aldý beni bir düþünce memlekette ne yapmalý iner inmez uçaktan kupon kesip saklamalý uçak çýkar apartman çýkar hizmetçili ev bile var bu pazar nasýl bir pazar pazar yeri gibi jazz!